AB’den yapılan yazılı açıklamada, söz konusu ofislerin kapatılmasıyla, “şu anda alternatiflerin yokluğu göz önüne alındığında temel sosyal hizmetlere erişimi kısıtlayacağından Kosovalı Sırp topluluğunun günlük yaşamları ve yaşam koşulları üzerinde olumsuz etkileri olacaktır” denildi.
AB, Kosova’yı gerilimi artırabilecek tek taraflı eylemlerden kaçınmaya ve bu konuları AB’nin kolaylaştırıcılığındaki Belgrad-Priştine Diyalog Süreci kapsamında ele alma çağrısında bulundu.
ABD’nin Kosova Büyükelçisi Jeffrey Hovenier de yaptığı yazılı açıklamada, Kosova hükümetinin, Sırp dinarı ve ülkede Sırbistan’a ait “belediyecilik hizmetleri veren” ofislerin kapatılmasıyla ilgili son eylemlerinin etnik gerilimleri gereksiz yere artırdığını bildirdi.
Hovenier’in açıklamasında, “ABD hükümeti, Kosova yetkililerinin Kosova’daki etnik Sırp ve diğer azınlık topluluklarının üyeleri üzerinde doğrudan ve olumsuz etkiye sahip olan son eylemlerinden derin endişe duymaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Kosova’da, Sırbistan tarafından finanse edilen ve Sırp topluluğunun yaşadığı yerleşim yerlerinde belediyecilik hizmeti veren ofisler, kamu şirketleri, postane gibi kurumlar bulunuyor. Kosova, bu kurumları “yasa dışı” ve “paralel” olarak nitelendiriyor.
Kosova polisi, ülkenin çeşitli bölgelerinde bulunan söz konusu kurumların birkaç ofisini geçen hafta kapatmıştı.
Kosova Merkez Bankasının (BQK), Kosova’da nakit ödeme işlemlerinde kullanılabilecek tek para biriminin avro olduğunu düzenleyen yönetmeliği, 1 Şubat’ta yürürlüğe girmişti.
Avro, Kosova’da 2002’den bu yana tek resmi para birimi olarak kullanılsa da ülkede Sırpların çoğunlukta olduğu tüm yerleşim yerlerinde ödeme için Sırp dinarı kullanılıyordu. Ayrıca söz konusu bölgelerde Sırbistan’a ait kurumlarda çalışanların maaşları, emekli maaşları, sosyal yardımlar ve çocuk yardımları da Sırp dinarıyla ödeniyordu.
BQK’nin 1 Şubat’ta yürürlüğe giren yönetmeliğinin uygulanmasıyla ülkede Sırp dinarı kullanımının sonlanacağı belirtiliyor.
Kosova’nın Avrupa Entegrasyonu, Kalkınma ve Diyalogdan Sorumlu Birinci Başbakan Yardımcısı Besnik Bislimi, konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, “geçiş aşaması” olarak adlandırdığı süreçte cezai tedbirlere değil, tamamen işletme ve vatandaşların bilgilendirilmesine odaklanacaklarını bildirmişti.
Batılı ülkeler, BQK’ye yönetmeliği uygulamayı askıya alması çağrısında bulunmuştu.